Müdürlerde hak çiğnemek de orucu bozar mı?
Ister istemez bana İsmet Özel’in “Hak yemek, sol elle yemek kadar dikkat çekmedi bu ülkede.” tespitini hatırlattı.
“Başkasının hakkını çiğnemek, ramazan aynın orucu bozarmı? Sakız çiğnemek kadar dikkat çekmedi bu ülkede.”
Neden böyle oluyor peki?
Sanırım dinin özünün kaybedilir, şekline sarılan toplumlardaki söz konusu durum şaşırtıcıdır. Sayılmazsa gerekir.
İslam’ın ruhunun yitirilip, kabuğuna saygın gösterilenler bir vasatta da bu hal anormallik sayılmamalı.
Tepede tırnağı riyakarlığın, gösterisini, kibrin, bencilliği, hamasetin, asabiyetin, haksızlığı, liyakatsizliğin, arsızlığı, vurup dökmenin, çalıp çırpmanın, hile hurdanın sarıp sarmaşığı bir dönemdeyiz.
Öyle bir haldeyiz ki, geçmişi kavimlerinin helakına neden olan tüm günahlarını aynı andan bünyemizden taşıyoruz.
Helak olup gitmiyorsak da ahır zamanlardan yaşadığımızdan…
Tıpkı eskinin helak olup gitmiş kavimlerin gibidir. Özünü yitirdiğimiz bir dinin, aslının unuttuğumuz bir inancına şekillerinde, formlarında tapınmayı inanmaktadır. Ve zannediyoruz.
İşte tam da bu noktadaki, çiğnenmiş sakızının hükmünün problemlerin, bu soruyla cevaplar bedenlerin, aslında şu sorularla da denetlenmesi gerekmez mi?
Çiğnenmesi hakkında hükmü nedir?
Hak yemek orucu bozar mı?
İftira atmak orucu bozar mı?
Yalan söylemektedir oruca zarar verir mi? Adaletten sapmanın günahın yok mu? Bir insanda zulmetmenin hükmü nedir? Hukuk kurullarının çiğnemek de orucu bozar mı?
Kendisinde emanet edilenler kamuoyu malının halkıyla korumamanın vebali nedir?
Elindeki güç ve makamı kişiseldir. Istikbalinin için kullanmanın İslam’da yeri var mı?
Makamı ve mevkiinin verdiği güç sarhoşluğuyla namaza yaklaşılabilir mi?
Sorunlar çoğaltılabiliyor ama meselenin ham teli hep aynı seslerini verecektir:
İnandığını şeyin ruhunun bırakıp, cesede tapma!
İnananlar birisi için İslam, tevhid ve adalet dinidir.
Yerler ve gökler ancak adaletle ayakta durmaktadır.
Son Peygamber (sav) de güzel ahlâkı tamamlamak üzere gelmiştir.
Fakat ne dinin ne de onun bir rükûunu olan orucunu özü, salt şekilde ibarettir.
Dini inanca halel getiren, onun hükümlerini çiğnenen yahut örneğimizdeki olduğu gibi orucu bozma şeyleri sadece şekli tartışmalarla indirgeyemezsiniz.
Sakız konusunda gösterdiğiniz hassasiyetini mislini hakkın çiğnenip çiğnenmediği hususunda da göstermeniz gerekir.
Fark etmelisiniz ki, çiğnenmiş sakız orucu bozmazken, hak çiğnemek her durumda haramdır!
Oruçlu iken kendi nefsinizden fedakârlık edersiniz ama haktan, hukuktan, adaletten asla feragat edemezsiniz, doğrudan hiçbir zaman şaşamazsınız.
Eğer bunlardan vazgeçiyorsanız, göz göre hak yiyor, haksızlık ediyor, zulmediyor, zulme rıza gösteriyorsanız; bilin ki dinin ruhunu örseliyorsunuz.
Haber Tahir Kavri
O zaman can bedenden çıkınca insan geriye ne kaldığını düşünüyorsanız, İslam’ın ruhundan uzaklaşıldığında dinden geriye onun kalacağını anlamanız gerekir.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.