Sahte Hesapların Gölgesinde İhanet ve Toplumsal Yaralar...
Son yıllarda, sosyal medyanın sağladığı kolaylıklar, maalesef ki kötü niyetli kişiler tarafından da bir araç olarak kullanılmaya başlamıştır. Sahte hesapların arkasına saklanan ve toplumun değerlerini hiçe sayarak hareket eden bir grup, sadece bireylerin değil, devletin ve toplumun geleceğini tehdit eden eylemler gerçekleştirmektedir. Kendilerini milliyetçi bir görünümle maskelerken, gerçekte milli değerlerle hiçbir bağı olmayan, aksine devletin kaynaklarını kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmeyen bu kişiler, her geçen gün daha fazla tepki toplamaktadır.
Sözde milliyetçi bir duruş sergileyerek ihale oyunlarıyla devleti zarara uğratan ve halkın vergilerini suistimal eden bu kişiler, halkın güvenini zedelemekte ve ahlaki değerleri ayaklar altına almaktadır. Buradan açıkça ifade etmek isterim ki; bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin hesap vermesi sadece bir adalet meselesi değil, aynı zamanda toplumsal vicdanın gereğidir. Kimse, sahte hesapların arkasına gizlenerek yaptığı haksızlıkların ve yarattığı zararların cezasız kalacağını düşünmemelidir. Daha da üzücü olan bir diğer nokta ise, bu sahte hesaplar üzerinden belirli kesimlere yönelik hakaret içeren ifadelerin kullanılmasıdır. Özellikle Azeri lehçesi gibi bir kimlik üzerinden toplumsal ayrışmaya ve nefrete zemin hazırlayan bu tür söylemler, sadece bireyleri değil, bir bütün olarak toplumun birlik ve beraberliğini hedef almaktadır. Bu tür eylemlerin, toplumumuzun kültürel mozaiğini bozmaya yönelik kasıtlı çabalar olduğunu açıkça görmekteyiz.
Buradan bu şahıslara sesleniyorum: Unutmayın ki toplumsal huzuru ve birliği bozmaya çalışanlar, tarih boyunca hak ettikleri şekilde yargılanmış ve toplumun vicdanında mahkûm edilmiştir. Adaletin gücüne olan inancımız tamdır ve bu eylemlerinizin karşılığını hukuk çerçevesinde mutlaka alacaksınız. Sahte hesapların arkasına saklanarak yaptığınız hakaretler, tehditler ve kirli işler, elbette ki yanınıza kalmayacaktır. Her bireyin eşit haklara sahip olduğu bir toplumda, kimse kendi çıkarları veya nefret söylemleri için diğer insanlara zarar veremez. Bizler, toplum olarak bu tür karanlık niyetlere karşı birlik içinde olmalı, doğruluk ve adalet ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız. Hangi kimliğe, inanca ya da görüşe sahip olursa olsun, her bireyin hak ettiği saygıyı görmesi gerektiğine inanıyoruz. Karanlık oyunlarınızla toplumu bölmek isteyenlere karşı uyanık olacağız ve gereken hesaplaşmayı hukuk çerçevesinde gerçekleştireceğiz.
Son olarak şunu hatırlatmak isterim: Adaletin tecellisi sadece mahkeme salonlarında değil, aynı zamanda toplumsal vicdanda da gerçekleşir. Biz, bu vicdanın sesi olmaya ve haksızlıklarla mücadele etmeye devam edeceğiz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.