Kayseri’de, Selçuklu döneminden kalma 800 yıllık bir tarihi eser olan Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi, öğrencilere tarih dersi veren bir sınıfa dönüştü. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yürüttüğü “Sınıfım Kayseri” projesi kapsamında, farklı okullardan gelen lise öğrencileri, müzede tarih öğretmenleri eşliğinde ders işlediler. Bu uygulama, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor.
Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi, Anadolu’da İslami döneme ait en eski hastane ve dünyanın ilk tıp fakültesi olarak biliniyor. Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine, kardeşi I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1205-1206 yıllarında yaptırılmış. Müzede, Selçuklu uygarlığı, sanatı, bilimi, giysisi, tıbbi tedavi yöntemleri ve aletleri gibi konular sergileniyor.
“Sınıfım Kayseri” projesi, öğrencilerin yaşadıkları ilin tarihi, kentsel, kültürel ve sosyal çok boyutluluğunu eğitim öğretim müfredatlarına dahil ederek, hayatın içinde hayatı öğrenmelerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Proje kapsamında, öğrenciler tarihi mekanlarda ders işleyerek, kendi tarihlerini, kültürlerini, değerlerini ve atalarını tanıma fırsatı buluyorlar.
Nuh Mehmet Baldöktü Anadolu Lisesi öğrencileri de, Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi’nde tarih dersi işlediler. Öğrencilerin dersine katılan İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse, tarihi mekanların öğrencilerin ufkunu açtığını söyledi. Karaköse, “İçerisinde bulunduğumuz mekan 800 yıl önce Selçuklular zamanında Gevher Nesibe Sultan tarafından yaptırılmış bir mekan. Öğrencilerimiz şu soruyu soruyorlar; ‘Gerçekten bu mekan 800 yıl önce mi yapıldı?’ Eğer 800 yıl önce bizim atalarımız böyle bir mekan yapabildilerse biz o zaman çok çok daha iyilerini yapabiliriz. Çünkü buradaki imkanlara, yapıya, estetiğe baktığınız zaman muhteşem bir ortam var. O zaman içinde bulunduğumuz çağda bizim gençlerimiz ne yapabilirler; ayakları daha sağlam yere basabilir. Aynı zamanda kendi tarihinin ruhunu burada öğreniyorlar. Buradaki yaşantıyı, ilmi, felsefeyi, yardımseverliği ve anlayışı görmek, özümsemek onlar için bir model oluşturuyor” dedi.
Karaköse, projenin amacının, öğrencileri hayata hazırlamak olduğunu belirterek, “Biz her şeyden önce iyi insan yetiştirmek istiyoruz. Biz vatanını, memleketini, ülkesini seven insan yetiştirmek istiyoruz. Bilimde, teknikte, sanatta, sporda, kültürde kendini geliştirmiş, dünya şartlarına uygun gençler yetiştirmek istiyoruz. Bunun için de bu gelişimin sadece sınıfta değil, toplumun her alanında, yaşamın her alanında olması gerekir. Çünkü biz nihayetinde her şeyden önce öğrencilerimizi hayata hazırlamak istiyoruz. Bunun için de hayatı teneffüs etmelerini, o nefesi almalarını istiyoruz. Çocuklarımız burada gezerken o kadar güzel sorular soruyorlar ki. Burada ne yapılmış, müzikle tedavi edilmiş. Nasıl yani, 800 yıl önce müzikle tedavi mi edilmiş. Evet, 800 yıl önce müzikle tedavi sistemleri denenmiş ve bunu bizim atalarımız yapmış. O zaman şimdi biz bunun üzerine neler koyabiliriz, daha neler neler yapabiliriz. Bu bakış açısını kazanmalarını, kendi atalarını, tarihini, kültürünü, yaşadıkları şehri ve değerlerini tanımaları için bu imkanları onlara sunmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Öğrenciler de, tarihi mekanlarda ders işlemenin kendilerine çok şey kattığını, hem eğlendiklerini hem de öğrendiklerini söylediler. Öğrencilerden Salih Demirsu, “Tarihi mekanlarda ders işlemek bizim için çok güzel bir deneyim oldu. Hem tarihi yerleri görme hem de tarihi yerlerde tarih dersi alma fırsatı bulduk. Bu sayede tarihi daha iyi anladık, kendi kültürümüzü daha iyi tanıdık. Bize bu hizmeti sunan yetkililere çok teşekkür ediyoruz” dedi.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.