Hastalık hikâyeme öncelikle kendimi tanıtarak başlamak istiyorum. Ben, 46 yaşında, evli, çocuklu ve torunları sahibi biryim. Şahsi hikâyemi, benim durumumda olabileceğini düşündüğüm insanları bilgilendirmek ve farkında olmalarını sağlamak adına yazma gereği duyuyorum.
Umuyorum ki bu satırları okuyan birileri benim hikâyemde kendilerine ait birşeyler bulup, durumuyla ilgili daha sağlıklı tespitler yapabilmek için Iğdır'ın dışındaki hastanelerde tedavi olsunlar. Bu suretle benim düştüğüm hatalara düşmezler. Bende tavsiye sizden uygulanmak olsun.Ara ara doktora gidip bakılıyor bir netice alamayınca da ümidimi kesmişim.
Vücudum irademin tasarrufundan çıkmış.
O kadar yorgunumki. Elim tutmuyor, ayağım gitmiyor, gücüm yetmiyor. Yüzüm, gözüm hastalıklı bir bitkinlikle sararıp solmuş. Öyle ki canımın vücudumdan çekildiğini hissediyor.
Beni hücrelerime kadar sarsan, hayatımın dönemini alt üst eden, kafamı meşgul edip gündemimden hiç düşmeyen Tahir Kavri, bir an yok olurmu şimdi?
Tedavi ile beraber yakaladığım yoksulluk halim, karanlığına mahkûm olduğum yoksul ve çaresizlik hayatım. Hastalığım ilerledikçe daha da çok piskoposluğum bozuyor. Batan iğnelerin acısına hiç aldırıyorum. Vücudumdan çıkardığım yuvarlak küçük bantları biriktirip sakladım. Tedavi ile ilgili her detayı not alıyorum. İnce ve titiz hesaplar, mantıksal çıkarımlarımla Iğdır hastanedeki doktorlarıyla ilgili tecrübesizliklerini hesabını yapıyorum.
Ben mantıklı ya da mantıksız herhangi bir izah bulamadım. Bu son dört senemle hayat alışkanlığımda hiçbir türlü alışamadım.
Ayrıca memnun kalmadım. Sizlere hayat boyu minnettar ve duacı olacıyım. Sonsuz teşekkürler…
Geçmişi olsun Allah acil şifalar versin
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.