Atatürk'ün Sanayi Hamlelerini Yok Sayanlara Cevap: Ekonomik Bağımsızlığın Temel Taşları

Atatürk'ün Sanayi Hamlelerini Yok Sayanlara Cevap: Ekonomik Bağımsızlığın Temel Taşları

Atatürk'e iftira atanlar, onun Türk milletine kazandırdıklarını inkâr edenlerdir. Bu kişiler, yalnızca tarihî gerçeklere değil, ülkemizin onurlu geçmişine de saygısızlık ederler. Oysaki Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini sağlam temeller üzerine kurmak amacıyla attığı adımlar, tüm dünyaya örnek olacak nitelikteydi. Bu adımların en önemlilerinden biri de ekonomik bağımsızlığın sağlanması adına başlatılan sanayi hamlesiydi.

Cumhuriyet'in ilanından kısa bir süre sonra, 1924 yılında Ankara Fişek Fabrikası’nın açılmasıyla sanayi alanında ilk adımlar atıldı. Türkiye’nin içinde bulunduğu zor koşullara, kaynak yetersizliğine ve altyapı eksikliklerine rağmen bu hamleler, yeni Cumhuriyetin gücünü ve kararlılığını yansıttı. Takip eden yıllarda, fabrikaların art arda açılması, ülkenin sanayileşme sürecinde ivme kazanmasını sağladı. Atatürk, sanayileşmenin yalnızca ekonomik kalkınma anlamına gelmediğini, aynı zamanda bağımsızlık ve haysiyetin teminatı olduğunu her fırsatta dile getirmişti.

1925 yılında kurulan Alpullu Şeker Fabrikası ve 1933 yılında temelleri atılan Sümerbank, Türkiye'nin sanayi hamlelerinin simgesi hâline geldi. Yine 1930’lu yıllarda Kayseri ve Eskişehir’de kurulan uçak fabrikaları, Türkiye’nin dünya sahnesinde kendi uçağını üretebilecek kadar güçlü bir sanayi altyapısına kavuştuğunu gösteriyordu. Henüz Cumhuriyet’in 11. yılında bu noktaya ulaşan bir ülke, Atatürk'ün öngörüsü, çalışkanlığı ve kararlılığı sayesinde büyük bir dönüşüm geçiriyordu.

Ancak, Atatürk’ün vefatının ardından sanayileşme hamleleri giderek yavaşladı ve sonrasında duraksadı. Onun açtığı yolda yürümek yerine, dışa bağımlı bir ekonomi modeline geçiş yapılarak sanayileşme hedefleri baltalandı. Yurt içinde üretimden vazgeçip ithalata yönelmek, ülkenin ekonomik bağımsızlığını tehdit eder hâle geldi. Bu durum, Atatürk'ün 'tam bağımsızlık' idealiyle çelişmekteydi. Atatürk'ün açtığı fabrikalar kapatıldı ya da işlevsizleştirildi; sanayi alanında başlatılan pek çok proje yarım bırakıldı.

Atatürk'ün başlattığı bu dev sanayi hamlesi, aslında yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda millî bir duruşun da sembolüydü. Türkiye’yi kendi ayakları üzerinde durabilen, üretebilen, güçlü bir ülke yapma hedefi, sonrasında değişen politikalar ve dışa bağımlılıkla sarsıldı. Eğer bu adımlar devam ettirilmiş olsaydı, bugün Türkiye'nin sanayisi çok daha ileri bir seviyede olabilirdi. Atatürk’e ve onun devrimlerine dil uzatanların görmezden geldiği gerçek de budur: Atatürk, bu ülkeye sanayi, bağımsızlık ve onur kazandırdı.

Bu haberi beğendiniz mi? Bültenimize katılarak haberdar olun!

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.