(Kafanızı Kaldırıp Gerçeği Görün)
Sıklıkla duyduğumuz bir cümle var: "Bu toprakların insanının mayası kötülük tutmaz." Peki, bu doğru mu? Gerçekten bu kadar masum muyuz? Öyleyse bunca kötülük nereden geliyor? Gökyüzünden mi indi?Bakın Anadolu'ya... Tarihin derinliklerinden bugüne, ensestten şiddete, cinayetten hileye kadar ne ararsanız var. Hani şu "masum ve saf Anadolu insanı" dedikleri... Müge Anlı gibi programlarda gördüklerimiz ne? Şehirde yaşayanlar pür-i pak mı sanki?
Bir de dönüp kendimize bakalım: "Öz be öz Türk halkı" dediğimiz kim? Etnik kökenlerimizi kazıyınca, tarih boyunca kaç farklı coğrafyanın insanıyla harmanlandığımız ortaya çıkıyor. Belki de bu topraklarda artık kendimiz azınlık haline geldik. Saflık, masumiyet mi kaldı? Daha kötüsü, insanlık mı kaldı?
Sözde herkes doğru bir yol tutturmuş, ama bu yolların ne kadarı gerçekten doğru? Üzerinde yaşadığımız bu topraklar, bizden önce kaç kez satıldı, talan edildi, delik deşik oldu? Bugün hâlâ bir avuç Ali Cengiz oyunu oynayanlar, toprağı ve halkı sömürmeye devam etmiyor mu?
Böyle bir tabloda, süslü cümleler kurarak gerçekleri örtmek ne kadar mümkün? Vatandaşlık dağıtılan Araplara, Katarlılara, Suriyelilere satılan yollar ve ormanların hesabını kim verecek?
Son olarak şu soruyu sormadan edemiyoruz: Bütün bunlara göz yuman, çeyrek asrımızı çaldıran, bizi bu hale getiren "bizim insanımız" değil mi? Daha neyin masalını anlatıyoruz? Bu soruları sormadan, gerçeklerle yüzleşmeden, hangi doğruyu bulacağız? Gerçeği görmek için başımızı kaldırma vakti gelmedi mi?
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.